Honda Motosiklet, ‘Türkiye’de sağlıklı motosiklet kültürü oluşturmak’ amacıyla yoluna devam edecek.
Temmuz ayı sonu itibari ile yürürlüğe giren ve Avrupa dışında diğer bölgelerden ithal edilecek tüm motosiklet, aksesuar ve yedek parçada geçerli %20 ek gümrük vergisinin sektöre yansımaları gözlemlenmeye başladı.
28 Temmuz 2017 Tarihli ve 30137 Sayılı Resmî Gazetede 2017/10476 İthalat Rejimi Kararına Ek Karar olarak yayınlanarak yürürlüğe giren yeni karara göre Avrupa dışından ithal edilecek tüm motosikletlere %20, aksesuar ve çeşitli yedek parça grubuna %10 ile %20 arasında ek vergi getirildi.
Tüm sektörü ve motosikletseverleri etkileyen bu kararı yakından takip eden sektör lideri Honda Motosiklet’in Genel Müdür Yardımcısı Cem Özütok bu kararı ve yansımalarını değerlendirdi: ‘20 yıldan daha fazla bir zamandır Türkiye’de motosiklet satış ve pazarlama operasyonunu bayilerimiz ile beraber yürütüyoruz. Bu süre zarfında motosiklet pazarının inişli çıkışlı seyrini yakından gözlemledik. Her kriz döneminde ya da vergi artışı sonrasında düşüşe geçen pazar, yeni modeller ile toparlanma sürecine girer motosikletseverler nezdinde sektör güven tazelerdi. Ne var ki TUİK verilerine göre motosiklet pazarı 2013 yılından beri %3 ila %7 arasında değişen oranlarda sürekli bir düşüştedir.
Daralan pazara ek vergi istikrar beklentisini karşılamaz
Uluslararası markalar doğrudan yatırım kararı için istikrarlı ekonomileri ve uzun vadeli plan yapabilecekleri pazarları gündemlerine alırlar. Bu nedenle mali politikaların sıklıkla değiştiği ve yarının ne getirdiğinin bilinmediği pazarlara, sürekli kur riskinin bulunduğu ekonomilere soru işaretleri ile bakılmasına şaşırmamak gerekir. Bununla birlikte Honda Türkiye’nin ülke ekonomisine ve demografik dinamiklerine olan inancı doğrultusunda hamleleri devam etmektedir. 2015 ve 2016’ da gelen satış birinciliği ve 2017’de ulaştığımız %21,5’lik pazar payı bir tesadüf değil, üç yıl önce başlattığımız “Her Alanda Birincilik” stratejimizin planlı bir sonucudur. Bu doğrultuda da Honda Türkiye ve satış başarısında şüphesiz en fazla emeği geçen bayilerimiz, ek yatırımlar ile istihdam yaratmaya devam etmektedir.
Honda Motosiklet olarak sorumluluğumuz sağlıklı motosiklet kültürü oluştumaktır.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Türkiye’de motosiklete dair olumsuz bir algı var. Bu nedenle sektörün lideri olarak Türkiye’de sağlıklı motosiklet kültürü oluşturmayı sorumluluğumuz ve hedefimiz olarak belirledik. Bu amacı gerçekleştirebilmek için 13 yıl önce kurulan Motosiklet Eğitim Merkezinde, günümüze kadar 17.000 motosiklet kullanıcısı güvenli sürüş eğitimi almıştır. Yalnızca bireysel kullanıcılara değil güvenliğimizi sağlayan motosikletli Polislerimize de bu eğitimleri vermekteyiz. Bununla birlikte hayata geçirdiğimiz yeni projeler ile güvenli sürüş eğitimlerimizi farklı alanlara da yayıyoruz. Geçen yıl arazi sürüş eğitimi, bu yıl da Intercity İstanbul Park’ta CBR1000RR kullanıcılarına güvenli pist sürüş eğitimi vermeye başladık. Diğer taraftan, geniş ve tam donanımlı bayi ağımızın yanısıra getirdiğimiz 250cc ve üzeri motosikletlere de 4 yıl garanti vererek başka bir ilke imza atmış bulunuyoruz.
Ana hedefimiz ışığında Honda Türkiye olarak sektörü ve müşterileri korumak için son vergi artışını doğrudan fiyatlarımıza yansıtmama kararı aldık. Bunun yerine bize tanınan ithalat süresini de göz önünde bulundurarak elimizi taşın altına koyarak fiyatlarda kademeli bir geçiş yapacağız. Bunu da sektöre olan sorumluluğumuz
olarak görüyoruz . Yine de ek gümrük vergisinin yürürlüğe girmesinin daralan pazarı daha da düşüreceğini ve 2017 yılını 130 bin adet seviyesinde kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Bu da geçen yıla oranla %10’luk bir daralma demektir. Aynı şekilde bu olumsuz tablonun herhangi olumlu bir gelişme olmazsa devam edeceğini ve 2018 yılında da 120bin seviyesine gerileyeceğini öngörebiliriz.’ dedi.
Honda Motosiklet’in Planlama’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve MOTED Başkanı Bülent Kılıçer, vergi artışından sonraki dönemi değerlendirdi: ‘2013 yılından beri sürekli daralma eğiliminde olan bir motosiklet pazarı var. Ancak pazarın büyümeye geçmesi güven ortamı ve istikrarın oluşmasını sağlar. Güven ve istikrar ortamının oluşması ile uluslararası markalar uzun dönemde yatırım yapma kararlarını planlar. Bundan sonraki süreçte, malesef yürürlükte olan vergiler ile getirilen bu ek verginin, pazarda büyük bir gerilemeye sebep olacağını, diğer taraftan istihdam ve uzun dönemli yatırım kararlarını da olumsuz etkileyeceğini düşünüyoruz.
Önümüzdeki dönemde, MOTED olarak bu beklentilerimizi başta Ekonomi Bakanlığı olmak üzere tüm yetkili mecralara yapacağımız detaylı analiz ve çalışmalarla anlatmayı düşünüyoruz. Konuyla ilgili randevu talebimizi ve gerekli başvuruları yapmış bulunmaktayız’ dedi.
TUİK verilerine göre motosiklet pazarı 2013 yılından beri %3 ila %7 arasında değişen oranlarda sürekli bir düşüştedir.
Kur artışları ilk etkeni oluşturmaktadır.
Son 2 yıldır rekor seviyeleri gören Euro ve Dolar kuru artışları yabancı markaların maliyetlerinde ciddi oranda artışlara sebep olmuştur. Son bir yılı mercek altına alırsak 2016 yılı ortalarında 3,3TL seviyelerinde Euro kuru, 2017 yılı güncel döneme baktığımızda %25’lik artış göstererek, 4,1TL ile rekor seviyesine çıktı. Bu durum da direk yabancı markaların maliyetlerinin artmasına sebep oldu.
Ekonomik kriz ve vergi oranlarındaki değişim diğer etkenlerdir.
Geçmiş yılların sektör geneli satış seviyelerine baktığımızda pazarda sürekli bir dalgalanma ve bu dalgalanmanın yarattığı istikrarsızlık olduğunu görüyoruz. En önemli etmenlerinden birinin kur oranlarındaki ciddi artışlardır. Bunun yanı sıra yıllar içersindeki vergi oranlarının değişmesi de bir etkendir. 2001’de kriz her sektörde olduğu gibi motosiklet sektörünü de vurdu. %63 düşüş gören Pazar, ancak 3 yıl sonra toparlandı. 2006 yılında Çin menşeli ürünlerin piyasaya girmesiyle 390bin ile en yüksek seviyesini gördü. Ancak 2007 yılında %8 olan ÖTV vergisi %22’ye çıkartıldı. Vergi oranındaki artış pazarı çok olumsuz etkiledi ve 2008 yılında %51 oranında düştü. 2009 krizinde durum önceki krizlerden farklı değildi. Pazar % 26 oranında düştü. 2 yıl sonra gelen ÖTV desteği ile toparlanma eğilimine girdi çünkü ÖTV %22’den %8’e çekildi. Etkisi ise düşüş oranını toparlar nitelikteydi ve %49 artış gözlemlendi. Malesef 2013 yılından beri motosiklet pazarı sürekli bir daralma eğiliminde.
2017 yılı Pazar değerlendirmesi
TUİK verilerine göre Ocak - Haziran ayları içersinde toplamda 70bin adet motosiklet satıldı. 2016 yılının aynı dönemine baktığımızda ise 73bin adetlik bir satış görüyoruz. Toplam Pazar ilk 6 ay içerisinde %4’lük bir düşüş gösterdi. Haziran ayı satış adetleri bir önceki yıla göre aynı seviyede seyretti.
Segment bazında değerlendirirsek; 2017 yılının ilk 6 ayında 20bin adetlik satış ile en çok tercih scooter segmentine gösterildi. Motosikletseverlerin tercihi sırasıyla 18bin adet ile LMC segmentine, 6bin adet ile 250cc altı hobi motosikletlerine oldu. Segment bazında satış adetleri ve tercih eğilimleri geçen yıla oranla farklılıklar gösterdi. 2016 ilk altı ayını lider kapatan LMC segmenti %20lik büyük bir düşüş yaşadı. LMC segmentinin kaybettiği Pazar payını motosikletseverler scooterdan yana kullandı ve bu segment %20’lik artış kazandı.
2017 yılı Motosiklet markalarının satış değerlendirmesi
%5 daralan pazarda Honda satışlarını ve dolayısıyla Pazar payını artırdı. İlk altılık süreçte Honda, toplamda 15binlik satış rakamına ulaşarak %21,5’lik Pazar payı aldı ve sektör liderliğini korudu. Geçen yılın aynı dönemine baktığımızda ise 12bin adetlik gerçekleşen satışa kıyasla, yaklaşık %23lük bir artış görüyoruz.
Honda’yı satış adetlerinde Yamaha (2017:8.868 / 2016:10.470) ve Mondial (2017:8.516 / 2016:11.802) takip ediyor.