Avrupa ağzı açık izliyor, bizim medyanın haberi bile olmuyor.
Artık ülkemizin motor sporları merkezi haline gelen Kaynaşlı’da, Düzce Valiliği ve Düzce Belediyesi’nin desteğini alan TMF, aynı zamanda Türkiye Enduro ve ATV Şampiyonalarını da organizasyon kapsamında gerçekleştirdi.
HEPSİ BU KADAR MI YANİ?Tüm dünyada merakla izlenen motorsporları maalesef ülkemizde gündem bulamıyor. Bu durum bizim işleri kavramadığımız anlamına gelmiyor, aksine son yıllarda düzenlenen organizasyonları biz farkına varmasak ta tüm dünya izliyor ve ayakta alkışlıyor.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu müthiş bir açıklama yaptı; 2018 -2019 FIM Dünya Motocross Şampiyonası, Afyonkarahisar Motor Sporları Merkezi'nde düzenlenecek.
Yani, 64’ü canlı olmak üzere tam 180 ülkede yayınlanan ve motor sporlarının en gözde dallarından MXGP ülkemizde yapılacak. Dünyanın en iyi pilotları Anadolu topraklarında ter akıtacak.
Kısaca, Avrupalının “refah seviyemiz yüksek, biz güvenli ülkeleriz” diye hava attığı bir dünya şampiyonasına ev sahipliği yapacağız.
HİÇ KOLAY OLMADIBaja Karadeniz aslında geçtiğimiz ay düzenlenmişti. Ama konuyla ilgili geniş kapsamlı bir röportajımızı bu güne sakladık. Çünkü tam bir ay önce Motocross Dünya Şampiyonasının ülkemize geleceğini öğrenmiştik.
TMF as başkanı Mahmut Nedim Akülke, hem gülünecek hem ağlanacak halimizi detayları ile anlattı. Aslına bakarsanız Türkiye Motosiklet Federasyonu, resmi makamlarında desteğini alarak bir çılgınlığa kalkışmış. Hepsi zoru seven adamlar, tabiri caizse yaptıkları organizasyonla 'tulum çıkarmışlar'.
Nedim Abi hikaye nasıl başladı ve neden Kaynaşlı?
"Çünkü müthiş bir doğa var, turizmde önemli bir nokta. Ayrıca Karadeniz’de iyi bir tur yapmaya kalksak 10 günü aşar. Düzce, 2 saatte 30 bin insanın ulaşabileceği bir yer. Başlangıçta karar alıp Düzce’de 450 km’lik bir ralli düzenleyeceğiz dediğimizde bizi hafife alanlar oldu, 300 km gidince Ankara’ya hoş geldin tabelasını okursun diyorlardı."
"Aslına bakarsan 'Baja' bir konsept, tüm dünyada çeşitli örnekleri var. En az 350km gidilen en fazla parkurun yüzde 10’unda asfalta müsaade edilen eğlenceli bir yarış türü. 2015’te kolları sıvadık çalışmalara başladık. İyi ki de başlamışız başımıza gelmeyen kalmadı."
Nasıl yani, haritayı koy masanın üstüne, çiz rotayı ver hakemlere. Hepsi bu kadar değil mi?
"Önce bıyık altından bir gülücük ve ardından Nedim abinin cevabı geldi; “Önceliklerimiz var, yarışçıların can güvenliği, tabiatın ve doğal hayatın zarar görmemesi gibi. Başlangıçta orman mühendisleri ve şeflerimizle çalıştık. İlçe kaymakamlıkları ve belediyeler ile orman köylülerimiz yardım etti. Hatta en çok işimizi halledenler avcılardı. Çünkü araziyi en iyi onlar biliyor."
"Yeri gelmişken anlatayım, parkur çalışmalarında bir ekibimiz ayı saldırısına uğradı ve iki arkadaş “ben bir daha ormana girmem” diye havlu attı. Tam 10 ay arazide uğraştık, çoğu geceler ormanda konakladık. Mesela şahsi aracımla 130 bin km yol yaptım ve iki kere motor indirmek zorunda kaldım. Bu arada 11.500 lira da trafik cezası ödemişim. Önceleri kayıt ediyordum 30’dan sonra saymayı bıraktım, o kadar çok toprağa saplanıp kaldık, traktör çağırdık ki anlatamam. Çoğu zamanda insanlar ne yaptığımızı anlamıyor bizi sorguya çekiyordu."
"Bir keresinde karşımıza orman kaçakçıları çıktı, elimizdeki haritaya bakıp, “yanlış çizmişsiniz, şöyle gitseniz daha mantıklı olur” diyerek bize yardım ettiler. Neyse tam start için gün sayıyorduk ki, 15 Temmuz darbe girişimi oldu ve çalışmalarımızı mahvetti. Arkasından organizasyona birlikte başladığımız tüm resmi yöneticiler yer değiştirmeye başladı. Bu Ralli için bir yıkım oldu. Elimizden tutacak bir tek Düzce Belediye Başkanı ve İlçe Kaymakamı kaldı."
"Ama vazgeçmedik, gecikmeli de olsa o yıl yarışı başlattık. Neticede Akçakoca’da deniz kenarından start alan ralliciler, Topuk yaylasında 1600-1800’leri gördüler ve tek etapta 5 yayla geçerek, Kardüz mevkiinde 2300 metreye çıktılar. Kâh yamaçlarda kâh dere yataklarında boğuştular. Bu arada Düzce’deki doğa aktivitelerini de işin içine kattık. Mesela Melen çayında rafting, Gölyaka’da trekking, şelale tırmanışı gibi."
Yabancılar bu organizasyona ne dedi, beğendiler mi?
"Üstüne basa basa söylüyorum, yurtdışında ülkemizi karalamak için yapılan propagandalara karşı bizi en iyi anlatacak şeylerden biriside bu tip organizasyonlardır. Çünkü bu iş ülkemizin güvenliğinin refahının ve doğal güzelliklerinin tanıtılması açısından çok önemli. Türk basını çok ilgi göstermese de, yabancı basın bu tip organizasyonları yayınlıyor, gelen sporcular ülkemizi görüp misafirperverliğimize hayran oluyor, ülkelerinde anlatıyorlar. Bu tip spor etkinlikleri ne kadar çoğalırsa ülkemizin algısı da o kadar değişiyor."
"Biz federasyon olarak bunu kendimizde misyon edindik. Hem organizasyon yaptığımız bölgeye ekonomik katkı sağlıyoruz hem da oranın tanıtılması açısından oldukça önemli faaliyetler yürütüyoruz. Bu ralliyi tamamen Avrupa ve Dünya şampiyonasına hazırlıyoruz. Sanıyorum 2019’da Avrupa, 2020-21’de Dünya Şampiyonasına taşıyacağız inşallah."
Yurtdışındaki örnekleri nasıl, biz işin neresindeyiz?
"Avrupa ve dünya şampiyonalarında özellikle İspanya, İtalya, Portekiz, Arjantin ve tabii ki Meksika bu konuda çok iyi, farklı kategorilerde yapıyorlar. ATV, UTV otomobil, SUV gibi ayrıca hobi parkurları da var. Bu sayede hem ülkelerinin reklamını yapıyorlar hem de gün geçtikçe ciddi tecrübe kazanıyorlar."
"İddia ediyorum bu tarz sporlarda Avrupa’nın önündeyiz. Özellikle 'enduro'da çok ilerdeyiz. Ne yarış güvenliği konusunda nede organizasyon kalitesi olarak bizim yanımıza yaklaşacak durumda değiller. Kim ne kural uyguluyorsa emin olun hepsinin standartlarını aştık. Bizdeki hassasiyet kimsede yok. Mesela Yunanistan’da düzenlene 'Hard Enduro' yarışında sporcularımıza sadece harita ve koordinatlar verildi, o kadar. Buradaki yarışçılar döndüklerinde bizim organizasyon kalitemizi anlattılar, adamlar inanamadılar."
"Yakın Karadeniz Rallisi’nde 450 km’lik rota, 100-150 km’lik etaplara ve 10 km’lik sektörlere ayrılmış. Her 10 km’lik sektörde 3 ayrı acil çıkış ve tam teşekküllü ambulans yerleştiren TMF, ilk start alan grubun arkasından muhtemel menfiliklere karşı bir motosikletli kurtarıcı ekibi gönderiyor. İkinci grubun ardından da ayrı bir kurtarıcı ekip izliyor. Son grubun arkasından 'süpürücü' denilen 4x4 araçlar içinde doktor ve sağlık personeli hareket ediyor. Bu tedbirler en kısa sürede acil müdahaleye imkan tanıyor."
Nedim abi gelelim sadede, bu yarışa katılmak için 20 bin TL yeter mi bana?
"Çok para, geçen sene 5 bin TL’lik Çin malı bir enduro motorla Kaynaşlı’dan bir kardeşimiz katıldı ve yarışı bitirme başarısı gösterdi. Burada önemli olan para değil merak. Mesela TMF olarak 'raid' yarışçılarından hiç para almıyoruz. Sadece 50 TL’lik bir yarış sigortası zorunluluğu ve gerekli lisans için 120 TL ödemeniz gerekiyor. Ayrıca bu lisans tüm yıl boyunca yapılan organizasyonların hepsinde geçerli oluyor."
"Baja konseptinde önemli olan birinci olmaktan ziyade, yarışın tamamlanması. Bu kadar emek harcanan rotanın yarış disiplininde geçilmesi kelimelerle anlatılacak bir duygu değil. Yeri gelmişken, göze çarpmayan çok harcama yapılıyor. Sağlık ekiplerinden tutun, emniyet, sporcunun seyircinin iaşesine, yakıt giderlerine kadar. Örneğin yarışın içinde bir sürücünün benzini bitse hemen oracıkta takviye yapılıyor. Haliyle konu dönüp dolaşıp sponsorlara geliyor. Bu konuda ciddi sıkıntımız var, şimdilik işi belediye ve valilik desteği ile götürüyoruz, ah bi de bize destek olacak bir babayiğit çıksa!"
Bir Rallinin Anatomisi “Baja Karadeniz” Ali Çelik / motor1.com